17 Mayıs 2011 Salı

SANSÜR

Orta okul zamanlarda, sonra artarak, ya da arttığını sanarak lisede, belki biraz da üniversitenin ilk yıllarında, eğlenmek için olsun, meşgul ya da cool görünmek için olsun, zaman zaman solculukla ilgilenmişizdir hepimiz herhalde. Tam olarak bu cümlede yazdığım kadar sığ, komik yaşamışızdır hemen hepimiz bu dönemi de. Annemleri, onların arkadaşlarını, dinlerken belki özeniyordum hep o tutkuya, inanca, enerjiye, naifliye. Ama işte olmadı pek. Onların yaşadıklarını bilmediğimden, anlayamadığımdan olmadı sanırsam. Nereden bileceksin.

İşte bunları yazabiliyorum, çünkü bir meselemiz oldu artık diye düşünüyorum. Onlar kadar naifçe, tutkuyla ve herşeyden önemlisi "çok haklı" olarak savunabileceğimiz bir meselemiz oldu böylece. Üstelik hiç bir ideoloji, politik duruş barındırmayan bir mesele. Sadece iletişim özgürlüğü. Bu kadar haklı bir mesele.

O kadar insanı 15 mayıs 2011'de taksim meydanında görünce anladım bunu. Elinde olmuyor insanın sinirleniyor, yürüyor, bağırıyor. Çok güzel insanlardı o gün orada gördüğüm herkes. Herkesi eve çağırabilirim, beraber oturup saatlerce gülüp konuşup sigara içebilirmişiz gibi geldi. Hepsini bi yerlerden tanıyormuşum gibi geldi. Pek bi romantik oldu bu yazdıklarım farkındayım ama hiç de utanmıyorum.Umarım bu konuyu burada yazdığım kadar sempatik bir şeklide arkamızda bırakabiliriz:

Yaşasın haklı mücadelemiz:)